Çarşamba, Eylül 19, 2012

Bir genç hikayesi

Bir Gencin Basketbol Hatıraları

BASKETBOL TECRÜBELERİM

Basketbol maçına başlamadan tabi ki de hocamızın talimatlarına uygun bir şekilde ısınma hareketlerimize başlıyoruz. Öncelikle 3 tur sahanın etrafında koşuyoruz, 2 tur da normal tempoda yürüyüşümüzü gerçekleştiriyoruz. Sonra sırayla atış çalışmalarımıza devam ediyoruz. Isınma süresi bitince, Hocamız bizi 2 gruba ayırıyor. Takımımızda 23 arkadaşım ve ben bulunduğumuzdan dolayı 12 kişilik eşit gruplara ayrılarak daha sıkı bir antremana başlıyoruz. Yaptığımız spor çeşitleri.

Koşu ve Beceri Sporu : Ayrı ayrı 2 grup sıraya giriyoruz. Sıranın başındaki kişi basket topunu bacaklarının arasına sıkıştırıyor. Ellerini kullanmadan sahanın diğer tarafına en hızlı şekilde gidip dönmesi gerekiyor. Topu düşürmeden geriye geldiğinde topu diğer takım arkadaşına veriyor. Eğer topu taşırken oyuncu topu düşürürse diğer takım hanesine +1 puan ekleniyor. Topu düşüren oyuncu sıranın arkasına tekrardan geçebiliyor. Bu döngü istenilen süre boyunca devam ediyor. Fakat oyuncu sayısı çok ise  tek tur yeterli olacaktır.

Basket Topu Sürme Sporu: 2 eşit takıma ayrılan oyuncular tekrardan sıraya geçiyorlar.Sıranın başındaki oyuncu hakemin veya hocamızın çaldığı düdük sesiyle oyuna başlıyor. Topu sürerek karşısına gelen engelleri geçmeye çalışıyor. Topu elinden kaçırırsa veya engelleri devirirse diğer takıma +1 puan ekleniyor. Bu isteğe bağlı olarak sürüyor. 


Beklenen Son Basketbol Maçı: Tüm takım ikişerli olmak üzere en yakın arkadaşıyla eşleşiyor. Her takımın bir takım ismi olmak zorunda. Bizim takımın adı ise, "Yıldırım Basketçiler" tahmin edebildiniz mi bu ismi neden aldığımızı? Tabii ki de; basket topunu karşı takımın potasına yıldırım gibi attığımız için. Ayrılan her takım birbiriyle maç yapıyor. Yenilen takım eleniyor. Yenen takım diğer eşleşmedeki yenen takımı bekliyor. Bu böyle devam ediyor. Sonunda final maçına  gelindiğinde bu sefer yenen takımlar arasından en iyi 5 kişi bir takım olacak şekilde 2 takım karşılaşıyor. Asıl maç şimdi başlıyor. 

Unutulmaz Bir Final Maçı... Bir gün spora giderken yanımda uğurlu topumu da götürmüştüm. Ogün final karşılaşmasında ben de yer aldım. Final maçı benim topumla oynandı. Sanki bugün Hidayet TÜRKOĞLU gibi oynuyordum. Elime aldığım topu ya sayıya çeviriyordum ya da arkadaşlarıma asist yaparak onlara sayı attırıyordum. Son dakikalarda maç berabere gidiyordu. Oyunu saha dışından başlattık. top ile güzel paslaşıyorduk ama karşı takım çok iyi bir savunma yapıyordu. Top bana gelmişti. süreye baktım son 10 sn kalmıştı üzerime karşı takım oyuncusu koşarak geliyordu. İçeride takım arkadaşımı gördüm ve ani bir karar ile topu  ona attım. Bekletmeden sayıya çevirdi. Bir anda tribünlerden bağrışmalar duymaya başladım. Evet maçı biz kazandık. Sanki o gün hayatımın en mutlu günüydü. Uğurlu topum bir kez daha bana şans getirmişti.

TAVSİYE
Herkesin basketbolu hayatında en az bir kere oynamasını tavsiye ederim. Çünkü, unutamayacağım anları sadece bu basketbol sporunda yaşadım. En güzeli maç sonunda takım arkadaşlarım ile ödülü kazanmak oluyordu. Basketbol bir takım oyunudur. Bunun içinde insanın sadece kendisini düşünmek yerine takımca kazanmayı düşünmesi önemlidir. En iyi egzersiz ve formda kalma sporu bence basketboldur. Bunun içinde herkese tavsiye ederim. (Ama dikkat edin kendiniz oyunun heyecanına kaptırıp elinizi kolunuzu yaralamayın.)

NOT : Unutmadan, Uğurlu topumu merak edenler için! Adı : Süper Yıldırım. Neden mi bu ismi verdim? Eeee orasını da siz tahmin edin artık. Belki sizinde bir gün benim ki gibi bir basketbol arkadaşınız olur.




Hiç yorum yok: